“İyi giden bir şeyi neden değiştirelim?” sorusu zaman zaman gündeme geliyor. Ancak asıl mesele, “iyi” olanı statik bir kavram olarak mı, yoksa sürekli gelişen bir süreç olarak mı gördüğünüzde saklıdır.

İnsanın kendini keşfetme yolculuğu, yaşamın anlamını ve amacını bulma çabası, sürekli bir yenilenme gerektirir. Bu süreçte, değişim bir tehdit değil, bir fırsat; durağanlık ise gerçek bir risktir. İyi olanı daha iyi yapmak, hedeflenenin ötesine geçmek ancak bu bakış açısıyla mümkün olur.

Bugün, bu anlayışı daha da içselleştirdiğimi görüyorum. Zorluklar karşısında yılmadan, sabırla, kararlılıkla ve disiplinle hareket etmek, başarıya giden yolda yalnızca bir yöntem değil, aynı zamanda bir yaşam biçimidir. Çünkü başarı, sadece bireysel kazanımlarla değil, paylaşılan mutluluklarla ve daha iyi bir dünya inşa etme çabasıyla anlam kazanır.

Bu bağlamda Ralph Waldo Emerson’un şu sözü bir kez daha ilham veriyor:
“Başarı, çok sık gülmek, çocukların sevgisini ve akıllı insanların saygısını kazanmak, içtenlikle yapılan eleştirilerin kıymetini anlamak, kötü arkadaşların yoldan çıkarma deneyimlerine dayanabilmek, güzeli anlamak, başkalarında en iyiyi bulmak ve daha iyi bir dünya bırakabilmektir.”

Hedefimize doğru yürürken, sadece kendi hayatımıza değil, başkalarının hayatlarına da anlam katmayı asıl başarı olarak görüyorum.

Bugün, dünün sorularını yeniden soruyor ve yine aynı cevapları kararlılıkla veriyorum: Gelişim, vazgeçilmezdir. Değişim, gereklidir ve başarının anlamı, her zaman daha geniş bir perspektifte saklıdır.

İlhami Serdar KARAMAN – 08.12.2024

x.com/iskaraman

Popüler