Geleneksel eğitim anlayışında öğrenciler, çoğunlukla pasif bir konumda yer alır ve karar süreçleri genellikle yetişkinlerin kontrolündedir. Oysa son yıllarda yapılan birçok araştırma, öğrencilerin sadece öğrenme sürecinin “hedef kitlesi” olmakla kalmadığını, aynı zamanda okulun kültürünü dönüştürme ve geliştirme potansiyeline sahip aktif aktörler olarak görülmeleri gerektiğini vurgular.

NAESP tarafından yayımlanan “Empower Students to Become School Culture Change Agents” başlıklı makalede (Jones, Vari & Hamilton, 2023), öğrencilerin “değişim ajanı” (change agent) rolünü üstlenebilmeleri için oluşturulması gereken katılımcı ortamın önemine değinilmektedir. Makale, öğrencilerin sosyal-duygusal gelişimlerini ve liderlik becerilerini merkeze alarak, okulun iklimini olumlu yönde dönüştürebilecek yaklaşımları tartışır.

1. Okul Kültürü ve Öğrencilerin Etkisi
Okul kültürü, tüm paydaşların (öğrenciler, öğretmenler, yöneticiler, veliler vb.) paylaştığı inançların, değerlerin ve normların bütünü olarak tanımlanabilir. Pozitif bir okul kültürü, öğrencilerin akademik, sosyal ve duygusal yönden desteklendiği, katılımcı ve eşitlikçi bir ortam sağlayarak topluluk duygusunu pekiştirir. Bu noktada, öğrencilerin yalnızca “tüketici” değil, “üretici” konumuna geçmeleri okul kültürünün iyileştirilmesi adına büyük önem taşır.

Joseph Jones, T.J. Vari ve Connie Hamilton (2023), öğrencilerin okulda kendilerini ifade edebilecekleri, sorumluluk alabilecekleri ve karar süreçlerine dahil olabilecekleri ortamlarda, öğrenmeye daha fazla motive olduklarını belirtir. Örneğin, öğrenci konseyi, proje ekipleri, akran mentörlük programları ve topluluk hizmeti çalışmaları gibi faaliyetler, öğrencilerin aidiyet duygusunu artırırken aynı zamanda liderlik, iş birliği ve problem çözme becerilerini de geliştirir.

2. Öğrencileri “Değişim Ajanı”na Dönüştürmek

2.1. Öğrenci Liderliği Fırsatları

Öğrencilerin okul kültüründe aktif rol almalarını sağlamanın ilk adımı, onlara liderlik fırsatları sunmaktır. Kulüp başkanlığı, okul gazetesi editörlüğü, sosyal girişim projeleri gibi alanlarda öğrencilerin fikir üretmesi ve karar süreçlerinde sorumluluk alması, onların “kendisini değerli hissetmesine” katkı sağlar. Böylece öğrenciler, kendi potansiyellerinin farkına vararak motivasyonlarını artırabilir ve “Okul kültürünün oluşmasında ben de varım!” düşüncesini içselleştirirler.

2.2. Öğrenci Sesini Güçlendirmek

Öğrencilerin duygu ve düşüncelerini özgürce paylaşabildiği, geri bildirim mekanizmalarının bulunduğu bir okul iklimi yaratmak; onların hem eğitim politikalarında hem de okulun günlük işleyişinde “söz sahibi” olmalarını sağlar. Örneğin, düzenli aralıklarla yapılan öğrenci forumları, anketler veya açık oturumlar, öğrenci sesini sistematik bir şekilde okul yönetimine iletmenin etkili yollarındandır.

Makalede (Jones, Vari & Hamilton, 2023), “öğrenci sesini güçlendirmek” kavramının yalnızca fikir toplamakla sınırlı kalmayıp, bu fikirlerin somut eylemlere dönüşmesini gerektirdiği vurgulanmaktadır. Yani öğrencilerin sunduğu öneriler, okul yönetimi ve öğretmenler tarafından ciddiye alınmalı, değerlendirilmeli ve mümkünse uygulanmalıdır.

3. Okul Yöneticileri ve Öğretmenlerin Rolü

Öğrencilerin okul kültürünün aktif “değişim ajanları” olmaları, büyük ölçüde yöneticilerin ve öğretmenlerin yaklaşımına bağlıdır. Okul yöneticilerinin, öğrenci merkezli politikalar geliştirmesi ve uygulamalarında şeffaf, katılımcı yöntemler benimsemesi gerekir. Örneğin, dönem başlarında öğrencilere “Nasıl bir okul istiyorsunuz?” sorusunu yönelterek, onların görüşlerini stratejik planlara dahil etmek etkili bir adım olabilir.

Öğretmenler için ise, sınıf içi uygulamalarda öğrencilerin özerkliğini artırmak, ortak karar alma süreçlerine fırsat tanımak önemlidir. Proje tabanlı öğrenme, ters-yüz (flipped) eğitim modeli gibi yöntemlerle öğrencilerin yaratıcılık ve sorumluluk duygusu teşvik edilebilir. Ayrıca öğretmenlerin öğrencilerle düzenli iletişim kurması, onlara geri bildirim vermesi ve daha da önemlisi onlardan geri bildirim alması, karşılıklı bir öğrenme kültürü yaratır.

4. Sürdürülebilirlik ve Olası Zorluklar

Öğrencileri “değişim ajanı” olarak konumlandıran anlayışın, tek seferlik bir projeden ziyade kurumsal bir yaklaşım haline getirilmesi gerekir. Aksi halde, kısa vadede sağlanan motivasyon ve heyecan yerini hızla durağanlığa bırakabilir.

Sürdürülebilirliği sağlamak için şu stratejiler önerilebilir:

1. Düzenli Değerlendirme ve Geri Bildirim: Öğrenci liderliğinin ve katılımının nasıl işlediğine dair periyodik olarak veri toplamak ve ihtiyaç duyulduğunda iyileştirmeler yapmak.

2. Yönetim Desteği: Okul müdüründen başlayarak tüm yönetim kadrosunun bu süreci sahiplenmesi ve gerekli kaynakları sağlaması.

3. Eğitimci Eğitimi: Öğretmenlerin de “öğrenci katılımı” temelli eğitim yaklaşımları konusunda hizmet içi eğitimler alması, uygulamaların tutarlı şekilde sürdürülmesini kolaylaştırır.

4. Veli ve Toplum Katılımı: Veli toplantıları veya okul-aile birlikleri, öğrenci projelerine destek vererek süreci daha geniş bir perspektife taşıyabilir.

Buna karşın, her okulun kendi içinde farklı dinamikleri bulunduğu unutulmamalıdır. Öğrencilerin sosyoekonomik ve kültürel yapıları, okulun fiziksel ve teknolojik altyapısı gibi etmenler, uygulamaların başarısını doğrudan etkiler. Ayrıca geleneksel anlayışa dayalı disiplin ve karar alma mekanizmalarının öğrencileri başlangıçta çekingen kılabileceği, hatta değişime direnç gösterebilecekleri gerçeği de göz ardı edilmemelidir.

Öğrencilerin okulda aktif roller üstlenmesi, sadece onların akademik ve sosyal-duygusal gelişimini olumlu etkilemekle kalmaz aynı zamanda okulun kültürünü kökten dönüştürme potansiyeli taşır. Öğrencilerin fikirlerinin önemsendiği, karar süreçlerinde yer aldıkları ve liderlik fırsatlarının sunulduğu bir okul atmosferi, katılımcı ve sağlıklı bir eğitim ekosistemi yaratır. Böyle bir ortamda, öğrenciler problem çözme ve yenilik üretme konularında kendilerine daha çok güvenir ve okulun bir parçası olduklarını derinden hissederler.

Bu anlayışı kalıcı kılmak içinse okul yöneticilerinin ve öğretmenlerin ortak bir vizyonda buluşması, “öğrenci merkezli” yaklaşımları benimsemesi ve bu yaklaşımları sürekli geliştirmek için çaba göstermesi gerekir.

Sonuç olarak, öğrencileri “değişim ajanı” olarak konumlandırmak, eğitimde sürdürülebilir yenilik ve toplum temelli gelişme için güçlü bir adımdır.

İlhami Serdar KARAMAN –07.02.2025

x.com/iskaraman

“Okul Kültürünün Oluşumunda Öğrencilerin Rolü” için 2 cevap

  1. Hocam, yazınızı merakla sonuna kadar okumak istedim. Uyguladığım eğitim yöntemlerini düşündüğümde aslında dönem boyunca “eğitim ajanı” belirlediğimi fark etmeme yardımcı oldu. Örneğin, grup çalışmalarında birer lider konuşmacı belirledim, duvar gazetesi oluştururken her sınıfıma “Sizce içerik ne olmalı?” gibi sorular yönelttim ve öğrencilerin fikirleri doğrultusunda hareket ettim. Öğrencilerin fikirlerini okula yansıtmak da onları tabii ki çok mutlu etti. Kendilerine ne kadar çok önem verdiğimizi daha fazla hissettiler. Yazınızı çok beğendim. Düşüncelerinize kesinlikle katılıyorum. Edindiğim tecrübeler ve okuduğum görüşleriniz doğrultusunda okul ikliminde öğrencilerin etkili olması gerektiğini bir kez daha doğruladım. Kaleminize sağlık, çok teşekkür ederiz.👏🏻

    1. Ne mutlu. Her arayan bulamaz ama bulanlar hep arayanlardır. Aramaya devam…

Popüler