“Yapay zekâ okulları dönüştüren bir araçtır.” Yong Zhao

Teknolojinin hızla evrildiği, dijital dönüşümün hayatın her alanını etkilediği günümüzde yapay zekâ, eğitim sektöründe de devrim yaratma potansiyeli taşıyor. Okullarımızda yapay zekâ; öğrenme süreçlerini kişiselleştirme, yönetim görevlerini otomatikleştirme, eğitim liderlerinin ve öğretmenlerin zamanını daha stratejik alanlara kaydırma ve öğrenci performansını gerçek zamanlı izleme gibi önemli avantajlar sunuyor.

Ancak bu teknolojinin etkili ve sürdürülebilir bir dönüşüme yol açması için, yalnızca yüzeysel iyileştirmelere gitmek yerine, eğitim kültürümüzü ve sistemlerimizi köklü bir biçimde yeniden yapılandırmamız gerekmektedir.

Hele ki eğitimde paradigmaların değiştiği bu yüzyıl içerisinde…

Yapay Zekânın Eğitimdeki Rolünü Derinleştirmek

Kişiselleştirilmiş Öğrenme

Yapay zekâ, her öğrencinin benzersiz öğrenme ihtiyaçlarına göre uyarlanmış kişiselleştirilmiş eğitim deneyimleri sunabilir. Uyarlanabilir öğrenme platformları; öğrencinin güçlü ve zayıf yönlerini, öğrenme hızını ve ilgi alanlarını analiz eder, ardından kişiye özel ders planları ve ödevler geliştirir. Böylece öğrenciler kendi seviyelerinde desteklenir ve öğrenme boşlukları erken aşamada tespit edilip giderilebilir.

Khan Academy’nin Mart 2023’de piyasaya sürdüğü (henüz Türkiye’de kullanımda değil.) Khanmigo, öğrencilere bire bir rehberlik yaparak kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sunmaktadır.

Otomatik Değerlendirme ve Anında Geri Bildirim

Yapay zekâ destekli notlandırma sistemleri, öğretmenlerin ödev, sınav ve projeleri hızlı ve objektif şekilde değerlendirmesine olanak tanır. Bu sayede öğretmenler, öğrencilerin eksik yönlerini tespit edip anında kişiselleştirilmiş geri bildirim sağlayabilir.

Öğrenciler, hatalarını ve başarılarını anında görüp, eksik kaldıkları konularda destek alır. Öğretmenler, evrak işlerine harcanan zamanı azaltıp, pedagojik stratejilere daha fazla odaklanır.

Etkileşimli Öğrenme ve Çok Dilli Destek

Gerçek zamanlı çeviri ve altyazı sistemleri sayesinde yapay zekâ; sınıf içi iletişimi güçlendirir ve öğrenmeyi çok dilli hale getirir. Bu araçlar, özellikle dil öğrenimi, uluslararası öğrenciler ve engelli öğrenciler için büyük kolaylık sağlamaktadır.

Sonix gibi otomatik çeviri araçları, ders anlatımlarını metne döküp farklı dillere çevirebilir; böylece öğrenciler ders materyallerine her yerden erişim sağlayabilir.

Xioami, yeni akıllı telefonlarında yapay zekâ destekli çeviri özelliğini sunmaktadır.

Geleneksel Uygulamaların Yeniden Değerlendirilmesi

Ödev ve Sınav Yaklaşımlarının Dönüşümü

Geleneksel ödev ve sınav yaklaşımları, çoğunlukla öğrencilerin bilgiyi ezberlemeye yönelik tek tip metodlara dayanır. Bunun yerine, yapay zekâ destekli araçlarla problem çözmeye ve proje tabanlı öğrenmeye odaklanarak öğrencilerin eleştirel düşünme, yaratıcılık ve işbirliği becerilerini geliştirmek mümkündür.

Öğrenciler, gerçek dünya problemlerini çözmelerini gerektiren vaka çalışmaları oluşturulmaya (küresel ısınma, iklim krizi, uzay çöpleri vb.) teşvik edilmeli ve yapay zekâ tarafından oluşturulan örnek projelerini analiz etmeleri ve kendi çözümlerini geliştirmelerini teşvik edilmelidir.

Ders Planlamasında Yenilikçi Yaklaşımlar

Yapay zekâ destekli araçlar, öğretmenlerin ders planlamasında yalnızca içerik üretmekle kalmayıp, dersin interaktif ve dinamik hale gelmesini sağlar. ChatGPT, DeepSeek ve Education Copilot gibi araçlar, ders hedeflerine yönelik özelleştirilmiş planlar ve aktivite önerileri sunarak, öğrencilerin öğrenmeye aktif katılımını artırır. Her sınıfın ve öğrencinin hazırbulunuşluk seviyesine göre plan oluşturmak mümkündür.

Fen Bilimleri dersinde “su döngüsü” gibi konularda, farklı seviyelerde öğrenciler için uyarlanabilir interaktif ders planları oluşturulabilir. Bu sayede hem temel kavramlar pekiştirilir hem de ileri düzeyde, canlılık için suyun önemine yönelik derinlemesine analiz yapılır.

İnsan Etkileşiminin ve Öğretmen Rolünün Korunması

İnsan Dokunuşunun Önemi

Her ne kadar yapay zekâ birçok fayda sağlasa da, öğrenci-öğretmen etkileşiminin, motivasyonun ve duygusal desteğin yerini hiçbir yapay zekâ aracı tam anlamıyla alamaz. İnsan etkileşimi; öğrencilerin sosyal, duygusal ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmede vazgeçilmezdir.

Yapay zekâyı destekleyici bir araç olarak kullanarak, yüz yüze etkileşim ve mentörlük süreçlerini zenginleştirebiliriz. Öğrencilerin grup çalışmaları, tartışmalar ve birebir görüşmelerle, insani bağlantılarını korumasını ve sosyal gelişimini destekleriz.

Öğretmenlerin Stratejik Rolü

Öğretmenler, yapay zekânın rutin yönetim ve değerlendirme görevlerini devralmasıyla, pedagojik ve yaratıcı alanlarda daha fazla zaman kazanabilirler. Bu durum, onların stratejik karar alma, yenilikçi ders geliştirme ve öğrencilerle derinlemesine etkileşim kurma olanaklarını artırır.

Enterprise Next’in “Okullarda Yapay Zekâ Devrimi” makalesinde belirtildiği gibi, yönetim görevlerinin otomasyonu sayesinde öğretmenler, stratejik ve yaratıcı eğitim faaliyetlerine daha fazla odaklanabiliyor.

Stratejik Değişim ve Okul Liderliğinin Rolü

Veri Odaklı Stratejik Planlama

Eğitim liderleri ve okul yöneticileri, yapay zekâ destekli veri analiz araçları kullanarak öğrenci performansını, katılımını ve davranış kalıplarını izleyebilir. Bu veriler ışığında alınan stratejik kararlar, uzun vadeli planlamaların ve yenilikçi uygulamaların temelini oluşturur.

Görev Devri ve Yenilikçilik Kültürü

Rutin yönetim ve tekrarlayan görevlerin yapay zekâ tarafından devralınması, eğitim liderlerinin ve öğretmenlerin asıl görevleri olan pedagojik destek, mentörlük ve yenilikçi uygulamalara odaklanmasını sağlar.

Okul liderleri, bu dönüşümü destekleyecek bir kültür geliştirerek, hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin değişen ihtiyaçlarına hızlıca yanıt verebilecek ortamlar oluşturmalıdır.

Okul liderleri, yapay zekâ destekli analiz raporları ve öğrenci performans verilerini kullanarak okulun stratejik vizyonunu sürekli güncelleyip, görev devri süreçlerini optimize etmelidir.

Ekip Üyelerinin ve Öğrencilerin Benzersiz Güçlerinin Geliştirilmesi

Kişiselleştirilmiş Gelişim Planları

Her bireyin benzersiz güçlü yönleri ve ihtiyaçları vardır. Yapay zekâ öğrencilerin ve öğretmenlerin performans verilerini analiz ederek, kişiselleştirilmiş gelişim planları oluşturabilir. Bu sayede hem öğrenciler, hem öğretmenler, hem de yöneticiler kendi güçlü yanlarını keşfeder ve eksikliklerini gidererek sürekli gelişim gösterebilir.

İşbirliği ve Sürekli Öğrenme Ortamı

İşbirliğini teşvik eden atölye çalışmaları, beyin fırtınası oturumları ve interaktif seminerler; hem öğrencilerin, hem öğretmenlerin hem de yöneticilerin farklı bakış açılarını paylaşmalarını ve yaratıcı problem çözme becerilerini geliştirmelerini sağlar. Bu ortam, sürekli gelişim kültürünü destekleyerek okulun yenilikçi dönüşümünü güçlendirir.

Preply’nin yürüttüğü araştırmalarda, öğrencilerin %67’si, öğrenme sürecinde insan etkileşiminin vazgeçilmez olduğunu belirtirken, %54’ü de dil öğreniminde yapay zekâ ile insan etkileşiminin dengeli bir karışımının ideal olduğunu ifade etmiştir.

EduTalkinn gibi yapay zekâ destekli uygulamalar ile, dinleme ve konuşma alıştırmalarını zevk alarak geliştirmek ve dil yetkinliklerini artırarak uluslararası dil sınavlara hazırlık mümkündür.

Güncel Veriler ve Gelecek Projeksiyonları

Yapay zekâ destekli eğitim teknolojilerinin küresel etkisine dair güncel öngörüler, bu alandaki yatırımların önemini ortaya koymaktadır.

Küresel e-öğrenme pazarının 2027 yılına kadar %13’ün üzerinde bir büyüme oranıyla 462,6 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

Yapay zekâ destekli eğitim çözümlerinin 2030 yılına kadar 23,82 milyar dolara ulaşacağı öngörülmektedir.

Bu veriler, yapay zekânın eğitimde derin ve sürdürülebilir dönüşüm yaratma potansiyelini göstermekte ve uluslararası arenada bu teknolojinin giderek daha yaygın kullanıldığını işaret etmektedir.

Okullarımızda yapay zekanın etkili ve dönüşümsel bir araç haline gelmesi için;

  • Geleneksel uygulamaları (ödev, sınav, ders planlaması) problem çözme, proje tabanlı öğrenme ve kişiselleştirilmiş eğitimle yeniden şekillendirmeli,
  • Öğrenci verilerini analiz eden yapay zekâ sistemleriyle erken müdahale ve kişiselleştirilmiş geri bildirim sağlanmalı,
  • Öğretmen ve okul liderlerinin yönetim görevleri devredilerek, pedagojik, stratejik ve yenilikçi alanlara daha fazla odaklanmaları desteklenmeli, zaman daha etkili ve verimli kullanılmalı,
  • İnsan etkileşimini ve sosyal bağları koruyarak, yapay zekânın sadece destekleyici araç olarak kullanılması sağlanmalı,
  • Veri gizliliği, dijital eşitsizlik ve algoritmik önyargılar gibi riskler titizlikle ele alınarak, etik ve güvenli kullanım standartları oluşturulmalı, KVKK prosedürleri takip edilmeli,
  • Ekip üyelerinin ve öğrencilerin benzersiz güçlü yönleri geliştirilip, işbirliğine dayalı sürekli gelişim ortamları oluşturulmalı.

Bu kapsamlı ve stratejik yaklaşım, okullarımızın sadece teknolojik bir trendi uygulamakla kalmayıp, eğitimde derinlemesine ve sürdürülebilir bir dönüşüm yaratmasına olanak tanıyacaktır. Çünkü yapay zekâ bir teknolojik araç değil bambaşka bir süreçtir. Yapay zekâ, eğitimin bugüne kadar gördüğü en önemli teknolojik dönüşümün itici gücü olabilir. Öğrenci katılımını artıran, öğrenmeyi kişiselleştiren ve öğretmenlerin yaratıcı potansiyelini ortaya çıkaran bu dönüşüm, şüphesiz geleceğin eğitim sistemlerinin temelini oluşturacaktır.

Okul liderleri, öğretmenler ve eğitimciler olarak, yapay zekâyı sorumlu, şeffaf ve yenilikçi biçimde entegre ederek, öğrencilerimizi geleceğe en iyi şekilde hazırlayabiliriz.

Gerçek dönüşüm, teknolojinin sunduğu potansiyeli stratejik vizyon ve insan etkileşimi ile harmanlayarak ortaya çıkar. André Gide’nin de söylediği gibi; “Açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez.” O hâlde kanatlarımızı açmaya ve geleceğe kanat çırpmaya devam…

İlhami Serdar KARAMAN –13.02.2025

x.com/iskaraman

Popüler