Eylül gelirken gökyüzü susar.
Rüzgâr konuşur ama sesi yorgundur.
Bir yaprak düşerken bir hikâye tamamlanır,
Ve başka bir hikâye sessizce başlar.

Eylülzede…

İnsan, Eylül’de en çok kendini duyar.
Yıllardır üst üste yığdığı tüm sesler,
Bir yağmur damlasının içine sığar.
Kalbe düşer ve yankılanır usulca…

Yalnızlık; bu mevsimde bir yara değil, bir farkındalıktır.
Kimseye anlatamadığın şeyleri, Eylül’ün rüzgârı anlar.
O yüzden susarsın…
Çünkü konuşmak, bu kadar doğru hissettirirken gereksizdir.

“Eylülzede” derler bazen…
Oysa bu kelime “kaybetmiş insanın adı” değildir; olgunlaşmış insanın hâlidir.
Eksilerek büyüyen, kabullenerek güçlenen…
Rüzgârın önünde değil, rüzgârla yürüyen insandır “Eylülzede”.

Bir gün fark edersin:
Üzerine düşen her yağmur damlası;
Aslında bir hatırayı değil, bir affedişi taşır.
Ve sen, her ıslanışta biraz daha kendine yaklaşırsın.

Çünkü Eylül, kalbin mevsimidir.
Dökülürsün ama eksilmezsin.

Sessizce toparlanırsın,
Kimse bilmeden yeniden başlarsın.

Yeniden…

İlhami Serdar KARAMAN –21.10.2025

x.com/iskaraman

Popüler