TALIS 2024 nedir?
TALIS (Teaching and Learning International Survey – Uluslarararası Öğretme ve Öğrenme Anketi) ülkelerin uygulamakta oldukları eğitim politikalarını öğrenmeye yardımcı olmayı, ülkelerarası analiz sağlayarak ülkelerin karşılaştıkları benzer sorunları belirlemeyi amaçlayan bir anket çalışmasıdır.
OECD’nin öğretmenler ve okul liderleri üzerine yaptığı uluslararası araştırma TALIS 2024, TEDMEM tarafından Türkiye’ye ilişkin öne çıkan bulgular açısından değerlendirilmiş ve kamuoyu ile paylaşılmıştır.
Verilerin Arkasındaki Liderlik Hikayesi
Eğitim raporları genellikle rakamlardan ibaret görülür. Oysa TALIS 2024, Türkiye için çok net bir insan kaynağı ve liderlik hikayesi anlatıyor. Elimizde OECD’nin en genç, en dinamik öğretmen kadrosu var. Ancak veriler, bu potansiyelin doğru bir “kariyer mimarisi” ve kapsayıcı bir “okul kültürü” ile desteklenmediğinde nasıl bir aidiyet krizine dönüşebileceğini gösteriyor. Bir eğitim lideri olarak tabloya baktığımda gördüğüm şey, sadece istatistik değil, yönetilmesi gereken büyük bir “beklenti ve anlam” krizidir.
1. Kariyer Mimarisi: “Gençlik” Bir Avantaj mı, Yönetilemeyen Bir Risk mi?
Raporun en stratejik verisi yaş ortalamamız: 38. OECD ortalamasının 45 olduğu bir dünyada, Türkiye eğitim sisteminin “enerjisi” çok yüksek. Ancak bu genç kadro, “kariyerinin” karşılığını alamadığını hissediyor. Maaşından memnun olmayanların oranı %79. Daha da önemlisi, öğretmenlerin sadece %22’si toplumda mesleğine değer verildiğini düşünüyor.
Liderlik açısından buradaki mesaj nettir: Elimizdeki genç yetenekler, sadece “öğretmenlik yapmak” değil, “saygın bir kariyer inşa etmek” istiyorlar. Mevcut kariyer mimarisi onlara bu statüyü ve ekonomik refahı sunamazsa, bu genç enerjinin motivasyon kaybına dönüşmesi kaçınılmaz.
Burada kendimize şu soruyu sormalıyız:
Genç öğretmenlerimiz için gerçekten görülebilir, adil ve ulaşılabilir bir kariyer yolu çizebiliyor muyuz?
2. Kültür Çelişkisi: Okulu Sevmek Ama Gitmek İstemek
Okul iklimi ve liderliği açısından raporda çok çarpıcı bir çelişki (paradoks) var.
- Öğretmenlerimizin %78,3’ü “Bu okulda çalışmaktan keyif alıyorum” diyor.
- Ancak %39,5’i “Mümkün olsa başka bir okula geçmek isterdim” diyor. (OECD ortalaması sadece %19) (Bu veriler TALIS 2024 Türkiye sonuçlarından alınmıştır.)
Bu veri, bir okul liderinin uykularını kaçırmalıdır. Öğretmenler mesleğe veya çocuklara küskün değil, bilakis ortamı seviyorlar. Ancak onları o okulda tutamayan “sistemsel” veya “yönetimsel” bir şeyler var. Bu, “Toksik Liderlik” veya “Kariyer Tıkanıklığı” göstergesidir. İnsanlar, kendilerini geliştiremedikleri veya adil bir kariyer yolu görmedikleri “sevilen” ortamlardan bile kaçarlar. Okul liderliği tam da bu paradoksu görmek ve yönetmekle başlar.
3. Gelişim Liderliği: Donanımsızlık Hissiyle Mücadele
Bir okul liderinin asli görevi, öğretmenini “yetersizlik” hissinden korumaktır. Oysa genç öğretmenlerimiz, çağın en büyük dönüşümü olan yapay zeka karşısında kendilerini savunmasız hissediyor.
- Öğretmenlerin %72’si yapay zeka kullanmak için gerekli beceriye sahip olmadığını söylüyor.
- Okulların %71’inde bu dönüşümü destekleyecek dijital altyapı yok.
Liderlik, sadece talimat vermek değil; öğretmenin ihtiyaç duyduğu “öğrenme kültürünü” inşa etmektir. Öğretmenlerin üçte biri (%30) eğitim ihtiyacı olduğunu bilmesine rağmen eğitimlere katılamamış. Burada kariyer mimarisinin “Sürekli Mesleki Gelişim” ayağının, okul liderleri tarafından daha proaktif yönetilmesi gerektiği açıktır. Eğer okul liderleri olarak bizler proaktif biçimde yönetmezsek, genç kadronun enerjisi yerini giderek yetersizlik ve yalnızlık duygusuna bırakacaktır.
Buradaki kritik soru şudur:
Okullarımız, öğretmen için gerçek bir öğrenme merkezi mi, yoksa sadece ders programının uygulandığı binalar mı?
Liderlere Düşen Görev
TALIS 2024, Türkiye’deki okul liderlerine ve politika yapıcılara şunu söylüyor: Öğretmeni sınıfa sokmak yetmez, onu kariyerinde tutmak zorundasınız.
Genç bir kadroyu motive etmek, sadece maaşla değil, onlara şeffaf bir kariyer yolu çizmekle, kendilerini değerli hissedecekleri bir okul kültürü yaratmakla ve gelişimlerini desteklemekle mümkündür. Okul yöneticiliğinden “Kültür Mimarlığı”na (ki Eğitim Liderliği bunu gerekli kılmaktadır.) geçiş yapamazsak, okulunu sevdiği halde gitmek isteyen o %40’lık kitleyi kaybetmeye devam ederiz.
Belki de başlamamız gereken ilk soru şu: Benim okulda kurduğum kültür, genç öğretmeni burada tutan bir mıknatıs mı, yoksa onu yavaş yavaş uzaklaştıran görünmez bir el mi?
İlhami Serdar KARAMAN – 30.11.2025
x.com/iskaraman






“Bir Okul Liderliği ve Kültür Sınavı” için bir cevap
[…] her okul lideri için, bugünden yarına atılabilecek somut adımlar var. Önceki yazımda ( Bir Okul Liderliği ve Kültür Sınavı ) TALIS 2024 raporu doğrultusunda, TALIS 2024 verilerinin Türkiye’de genç öğretmen […]